Perşembe, Haziran 23, 2011

19 Haziran, Hasal Talaş'taydık.


Uzun zamandır okulumuz Hüseyin Avni Sözen Anadolu Lisesi'nin Talaş Böreği gününe gitmiyorduk. Bu sene bizim kuzuyu annemlere satıp gittik. İyi ki de gitmişiz. Okulumuzu, uzun zamandır görmediğim arkadaşlarımı özlediğimi hissettim. Dile kolay, tam 7 yılım geçti orada. Hem de tam hayatı tanımaya başladığım 11 - 18 yaş aralığında. Güzel günlerim de oldu, kötü günlerim de. Sevinçten dansettiğim de oldu, üzüntüden ağlayıp kızgınlıktan köpürdüğüm de. Ama şimdi arkama dönüp baktığımda güzel günleri hatırlıyorum, üzgün ve kızgın günlerimin büyükçe bir bölümünün aslında o yaşlar arasındaki çocukluk kaprislerinden kaynaklandığını görüyorum.

Resimde gördükleriniz, daha önceki bazı yazılarımda ismi geçen sevgili öğretmenlerim. Soldaki mavi pantolonlu hanım, Sevtap Aran, yani "Mrs. Aran." Hani şu her daim hanımefendiliği ve saygıya dayandırdığı disiplini ile meşhur öğretmenimiz. Sağdaki ise, biz okula girdiğimiz yıl henüz yeni bir öğretmen olan Selcan Coşkun. Kendisi de o kadar öğrenciye yakın ve tatlıdır ki, bir öğretmenimizle ciddi ciddi ders yaparken diğeri ile güle oynaya ders yapardık. Selcan Hanım'ın çok konuşan bana "Shame on you!" demesi hala kulaklarımdadır. Uzun süre ne demek istediğini anlamamıştım, anladığımda ise artık çok geçti. :-)

Güzel bir gün geçirdik eski dostlar, sevdiğimiz öğretmenlerimiz ile. Daha sık birlikte olmayı istedim. Sanıyorum önümüzdeki dönem okulum ile daha fazla ilgileneceğim -sırf nostalji olsun diye değil, yeni kardeşlerimizin 2023'e 1923 ruhu ile ulaşabilmelerini sağlamak için...

Cuma, Haziran 03, 2011

İzmir'i Kaybetmek... *

Son yıllarda İzmir, CHP’nin ve ulusalcıların kalesi gibi bir misyon üstlendi üzerine. İzmir üzerine güzellemeler yazılıyor, şehrin ne kadar cumhuriyetçi, Atatürkçü ve “ulusalcı” olduğu vurgulanıyor. Fakat acaba İzmir’i “kaybetmek” olası mı?

Bu soruyu cevaplayabilmek için öncelikle rakamlara biraz bakmak gerekiyor.

CHP’nin 2002 ve 2007 seçimlerinde sırası ile 29,06 % ve 35,46 % oy aldığını görüyoruz. AKP ise sırası ile 17,51 % ve 30,50 % oy almış.

Başa güreşen her iki parti de oy oranını arttırmış gözüküyor. Ancak bu oy arttırımını incelediğimizde birkaç farklı dinamikle karşılaşıyoruz. Öncelikle 2002 yılındaki seçimde Cem Uzan’ın GP’si İzmir’den 17,17 % gibi bir oy almış. 2007’de bu oyun 10 % puan azalarak 7,50 %’ye düştüğünü görüyoruz. Buna mukabil MHP 2002’de 7,80 % oy aldığı İzmir’den 13,88 % oy alabilmiş. Buradan rahatlıkla GP’nin eriyen oylarının her üç partiye de farklı oranlarda dağılmış olabileceğini söyleyebiliriz.

Bu aşamada gözönüne alacağımız bir başka veri de referandum sonuçları. AKP’nin 2007 seçimlerindeki oyu 30,50 % olmasına rağmen, referandumda 36,80 % oranında bir “evet” oyu çıkmış. Her AKP’linin “evet” oyu vermediği, her “evet” oyu verenin de AKP’li olduğunu söyleyemeyeceğimizi gözönünde tutsak bile, bu 36,80 %’nin büyükçe bir kısmının AKP taraftarı olduğunu da yadsıyamayız.

12 Haziran seçimlerinde AKP’nin işine yarayacak ve İzmir’de 1. parti olmasını sağlayabilecek çok önemli doneler var.

-         Her ne kadar MHP lideri Bahçeli kabul etmese de, fısıltı gazetesinde MHP’nin baraj altında kalacağına dair bir söylenti var. Bir konuşmasında T.Erdoğan da bunu özellikle dile getirdi. Türkiye çapında başarılı olacağını düşündüğüm bu propaganda, CHP’ye oy verecek önemli bir kısım seçmenin sırf MHP baraj altında kalmasın diye oylarını MHP’ye atmalarını sağlayacak ve CHP’nin oy oranını düşürecektir.
-         “Cumhuriyet Güçbirliği” ismi altında seçimlere girenler de ulusalcı ve cumhuriyetçi oy tabanına hitap etmekteler. Özellikle İzmir 2.Bölge’den aday olan Sn.Doğu Perinçek’in bahsettiğimiz konuyu etkileyebilecek adette oy alacağını düşünüyorum.

Son seçimdeki AKP 30% - CHP 35% aralığını düşünürsek, yukarıda saydığım konuları da hesaba katarsak, 13 Haziran sabahına “kaybedilmiş” bir İzmir’e uyanmamız çok da uzak bir ihtimal değil. “İzmir’i kaybetmek,” psikolojik bir kayıp olacaktır. AKP’nin oy oranı ne olursa olsun, ister açık ara 1. parti olsun, isterse CHP’nin altına düşüp 2. parti olsun, İzmir’i kazanması son derece önemli ve önümüzdeki yıllara damgasını vuracak bir gelişme olacaktır.

Özellikle İzmir’deki seçmenlerimizin hangi partiye oy vereceklerine karar verirlerken işin bir de bu yönünü düşüneceklerine şüphem yok.

* Bu yazı, Bodrum Gündem Gazetesi'nin 04.06.2011 tarihli sayısında yayınlanmıştır.