Perşembe, Ağustos 26, 2010

İlk Sınıfım, İlk Heyecanlar, İlk Hayalkırıklığı...

Okulun ilk gününü ben de herkes gibi unutmuyorum. Sınıfımız, okulun giriş katında, arka bahçeye bakan bir sınıf. Yaklaşık 30-35 kişiyiz sınıfta. Sıralarımızda yeşil örtüler var. Bazı arkadaşlarım ağlıyor, bazı arkadaşlarımın annesi de sınıfta. Ben ise annemleri istememişim. Burası benim sınıfım! Ne işleri var ki burada? :-)

Bir süre sonra öğretmenimiz Aynur Hanım velileri çıkarttı dışarı. Aaa, bizimkiler değil mi şu camdan bana el sallayan? Allah allaaah..! gidin yahu başımdan..! :-)

Annemleri de savuşturduktan sonra, sıra derse yapmaya geldi.

 "Oh be..! Yaşasın..! Yeni bilgiler öğrenmeye başlayabileceğiz artık..!"

Yaklaşık 2-3 haftalık düz çizgi, yan çizgi, yuvarlak, eğri, vs. çizdikten sonra sınıfta ilk parmak kaldırışım:

"Aynur Hanım..!" (Evet, uzun süre öğretmenime "Aynur Hanım," dedim. Sabırlı kadınmış vesselam..!)

"Efendim Başarcım?"

"Bize ne zaman yeni şeyler öğreteceksiniz? Hep çizgi, hep yuvarlak.. Sıkıldım ben..!"

Öğretmenimin cevap vermeden önce tahtaya dönüp bize farkettirmeden gülmeye çalıştığı bugün gibi gözümün önündedir. :-)

Sistemi sorgulamaya başlamam ve "niye şöyle değil de böyle," diye insanlara sorup sinir etmem o dönemden başlamış anlayacağınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder